Cinsel Bilgi-Estetik

SAKLANDIKÇA ARTAN CİNSEL SORUNLAR ve Tedaviler

Cinsel sorunlar ile ayrıntılı başlıklara tıklamadan önce başlıkların sonundaki yazıyı okuyunuz..

Vaginusmus, cinsel ilişkiye girememe, cinsel soğukluk 

Orgazm Olmada Zorluk Anorgazmi G Shot Noktası 

Cinsel Soğukluk İsteksizlik ve Tedavisi,

Saklanan cinsel sorunlar
Cinsel sorunlar ve çözümler

 

 

 

 

Cinsel İlişki ve Hamilelik Riski

GEBELİKTEN KORUNMA YÖNTEMLERİ -KONTRASEPSİYON-ertesi gün hapı, gynefix, spiral, ilaçlı spiral,

ERKEN BOŞALMA ve TEDAVİSİ, SERTLEŞME SORUNLARI

Kızlık zarı ve tamiri

Cinsel Estetik Ameliyatlar, Genital Estetik Operasyonlar

Laser ve Radyofrekans ile Ameliyatsız vajinal gençleştirme, sıkılaştırma, daraltma, rejüvenasyon, Laser vajinal Remodelling LVR, vajinal gevşeklik tedavisi,

Kimimiz cinsel soğukluktan yakınıyor, kimimizse orgazmın güçlüğünden. Bu sıkıntıların sadece kadınlara özgü olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Erkeklerin de cinsel yaşamları pek parlak değil. Onların en büyük sıkıntıları ise, erken boşalma ya da ereksiyon sorunu. Cinsel yaşamla ilgili yanlış ve eksik bilgilenmeler, bilgilendirmeler, toplumsal baskı, günlük koşuşturma ya da stres derken, cinsel birlikteliğin keyfine bir türlü varılamıyor. Oysa ülkemizde cinsel sorunların değerlendirilip tedavi edilebildiği “Cinsel Tedavi Klinikleri” var ve çoğul disiplinli bir yaklaşım benimseniyor. Üstelik, bu tedavilerden oldukça başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Yeter ki, zaman kaybetmeden konunun uzmanlarına başvurun ve önerileri dinleyin. 

Kadınlar da, erkekler de dertli!
İki yılda başvuran toplam  yaklaşık 1000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, kadınlarda en sık görülen sorun vajinismus, erkeklerde ise sertleşme problemi. Yüzde 66 gibi yüksek rakamlarda seyreden vajinismusu, yüzde 25 ile “cinsel istek azlığı”, yüzde 17 ile “orgazm bozuklukları” izliyor. Veriler, erkeklerin yüzde 58’inde sertleşme bozukluğu ve yüzde 42’sinde ise erken boşalma sorunu görüldüğünü ortaya koyuyor. Araştırma sonucuna göre, cinsel sorunu olanların yüzde 77’si evlilerden oluşuyor. Başvuran kişilerin ortalama evlilik ya da ilişki süresi ise yedi yılı buluyor. Cinsel terapiye başvuran kişilerin yaşları 14 – 81 arasında değişmekle birlikte yaş ortalaması 35 civarında seyrediyor.
Cinsel sorunlar dile getirilmiyor…
ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, “vajinismus”ile “erken boşalma” sorunlarının ülkemizde çok daha yüksek oranlarda olduğu görülüyor. Ancak, araştırmalarla saptanmış kesin veriler bulunmamakla birlikte, ülkemiz kadınlarında en sık görülen sorun aslında “cinsel isteksizlik” ve “orgazm güçlüğü…Vajinismus, cinsel tedavi merkezlerine en sık başvuru nedenini oluşturuyor. Aslında toplumumuzda kadınlarda cinsel istek azlığı, orgazm güçlüğü ya da cinsel doyumsuzluk gibi yakınmalar, vajinismusa oranla daha sık görülüyor. Vajinismusun en sık başvuru nedeni olmasının kaynağında ise çiftin çocuk sahibi olma arzusu yatıyor.” Kadınlarda vajina girişindeki kasların psikolojik nedenlerle kasılması sonucu cinsel birleşmenin gerçekleşememesi ile seyreden “vajinismus” evlilik yaşamını ciddi biçimde tehdit ediyor ve bu nedenle de tedaviyi çabuklaştırıyor.
Eğitim düzeyleri yüksek olan bireylerde de cinsel problemler var…
Dikkat çekici bir başka nokta da, cinsel tedavi kliniklerine başvuran kişilerin eğitim düzeylerinin Türkiye ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, cinsel sorunlarıyla uzun yıllar yaşamaları. Bunun nedeni ise, cinsel sorun yaşayan kişi ya da çiftlerin sorunlarını kabullenmekte güçlük çekmeleri. Öyle ki, yaşadıkları cinsel işlev bozukluğunu zorlu yaşam koşulları, iş stresi, yetişme koşulları ya da eşlerinin hataları veya anlayışsızlığı gibi kendilerinin dışındaki etkenlere bağlamaya çalışıyorlar. Ortada bir cinsel sorun olduğu kabullenildikten sonra da ne yazık ki sorun uzun süre eşler arasında bile konuşulmuyor, tedavi ya da çözüm arayışına girilmiyor.

Cinsel Terapide Kısa Sürede Köklü Çözüm!

Uzun süre tedavisiz kalan ve yıllar boyu sürüp giden cinsel sorunların çiftin yaşamında yeni sorunlara yol açacağı uyarısında bulunmak gerekir. Bunların başında kişinin kendisinde ya da eşinde başka cinsel işlev bozukluklarının da tabloya eklenmesi geliyor. Bu da sorunun daha da ağırlaşmasına yol açıyor. Çiftin ilişkisinin ve iletişiminin bozulması ve çeşitli evlilik sorunlarının ortaya çıkması, giderek kişide ya da eşinde depresyon gibi çeşitli psikiyatrik hastalıkların belirmesi de yine sık görülen ek sorunlar arasında yer alıyor.
Cinsel terapi programları, ortalama 2 – 10 seans sürüyor. Seansların en az haftada bir sıklıkta sürdürülmesi gerekiyor. Çünkü seanslar arasındaki süre uzadığında, özellikle vajinismus sorunu olan kadınlar, bilinç altlarında çeşitli bahaneler yaratarak terapiyi aksatabiliyor. Bu da tedaviden başarılı sonuç elde edilmesini engelleyen önemli bir sorun haline geliyor. Genellikle davranışçı ve bilişsel psikoterapi olarak adlandırılan tedavi yönteminin ilkeleri doğrultusunda bazı özel tekniklerin ve egzersizlerin öğretilmesi, cinsellikle ilgili yanlışlar ve doğrular üzerinde durulması, cinsel terapinin temel noktalardan bazılarını oluşturuyor.
Cinsel terapide, özellikle fiziksel nedenlerin bulunmadığı, cinsel birleşmeyi engelleyen vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu gibi cinsel işlev bozukluklarının iyileştirilmesinde son derece başarılı sonuçlar elde ediliyor. Öyle ki, merkezlere başvuran, cinsel terapi uygulanan ve tedavisini sürdüren kişilerin yüzde 90’ında düzelme sağlanabiliyor. Cinsel terapinin nasıl uygulandığına gelince;
Cinsel yaşam öyküsü önemli
Cinsel terapide öncelikle kişinin cinsel yaşam öyküsü ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. Cinsel eğitimi kimden almış, ilk cinsel deneyimini nasıl yaşamış, çocukluk ve ergenlik döneminde cinselliği nasıl algılamış, tacize uğramış mı? Bu bilgiler cinsel tedaviden başarılı sonuç alınması için son derece önemli rol oynuyor. Ardından, kişinin yaşadığı cinsel sorun hakkında yine detaylı bilgiler ediniliyor. Sorun ne zaman başlamış, nasıl gelişmiş, kişiden kişiye farklılık gösteriyor mu, herhangi bir hastalığı var mı? Şeklindeki sorularla “cinsel sorun” net bir şekilde ortaya konuluyor.
Fizyolojik hastalık var mı?
Cinsel yaşam öyküsünün ve sorunun detaylı olarak ele alınmasının ardından, kişinin herhangi bir sağlık problemi olup olmadığı tespit ediliyor. Çünkü, fiziksel sorunlar da cinsel yaşamda sorunların oluşmasına yol açabiliyor. Bu noktada kadınlar için jinekologlar, erkekler içinse ürologlar devreye giriyor. Örneğin, eğer hormonlarda bir dengesizlik varsa, bu sorun giderilmeye çalışılıyor. Herhangi bir hastalık nedeniyle kullanılan ilaçlar da cinsel yaşamı olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri. Bu nedenle, kişinin herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığı da tespit ediliyor. Yaşam öyküsünün alınması, kişilik testleri ve fiziksel muayenenin ardından cinsel terapiye başlanıyor.
Yanlış inanışların düzeltilmesi!
Günümüz insanının, eğitimli olsa da, cinsellikle ilgili yanlış inanışları ve değer yargıları yüzünden cinsel deneyimsizliği maalesef had safhada. Bunlardan en yaygın bilineni ise “Erkeklerin her zaman cinsel birleşmeye hazır oldukları. Eşleri her dokunduğunda ereksiyon olamıyorlarsa, fiziksel bir sorun yaşadıkları.” İşte, bunun gibi yanlış inanış yüzünden ereksiyonda en ufak bir sorunla karşılaşan erkek büyük bir tepki gösteriyor ve bu reaksiyon da sıklıkla “performans anksiyetesi” gibi cinsel işlev bozukluğunun oluşmasına yol açıyor. Cinsel mitler hiç kuşkusuz ki kadınları da etkisi altına alıyor. Dolayısıyla cinsel terapide öncelikle bu yanlışların düzeltilmesi ve doğru bilgilerin aktarılması hedefleniyor.
Bireysel değil, eşlerle birlikte çözüm
Uzmanlar, cinsel terapiye mutlaka eşlerin de katılması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Çünkü, terapide sadece sorunu olan kişinin değil, aynı zamanda eşinin de cinsel yaşamla ilgili bilgisine başvuruluyor.
İlişkiden kaynaklanan bir takım sorunlar var mı? Eşinin cinsel ilişkiye ya da soruna yaklaşımı nasıl? Kendisinin bir cinsel sorunu var mı? Tüm bu soruların yanıtları da, cinsel terapide mutlaka öğrenilmesi gereken bilgileri oluşturuyor. Çünkü sorun çözümlenmediğinde zamanla partnerin de cinsel sorun yaşamasına yol açabiliyor. Terapinin çiftlere uygulanmasının bir başka nedeni de, eşlerin, verilen ev ödevlerinin yerine getirilmesini kontrol etmelerini sağlamaları. Ayrıca, çoğu ev ödevleri birlikte yapıldığı için eşlerin de terapiye katılması şart görülüyor. Uzmanlar terapide eşlerle tek tek de görüşüyorlar. Bunun nedeni ise, eşlerin bazı sorunları birbirlerine aktarmada güçlük çekmeleri. İşte, bu noktada doktorlar aracı konumuna geçerek çiftlere yardımcı oluyor.

Kişinin hem tek başına, hem de eşiyle birlikte uygulaması gereken ev ödevleri mevcut. Bu ödevler, masaj, cinsel birleşme teknikleri, uyarılma noktalarının keşfedilmesi gibi çeşitli uygulamaları içeriyor.

Ödevlerde eşlerin katılımı çok önemli. Çünkü, bireysel ev ödevinde, eşinin ödevini yapıp yapmadığını kontrol etmek zorunluluğu var.

Erkekte erken boşalma sorunu varsa, bir takım tavsiye ilaçlar ve tekniklerin yanı sıra mastürbasyon yapması gerektiği söyleniyor. Erkek mastürbasyon yaparak boşalma anını geciktirmeyi öğreniyor. Boşalma süreçlerini tek tek yazarak cinsel terapi sırasında psikiyatristine aktarıyor.

Vajinismus gibi sorunlarda, kadından öncelikle vücudunu tanıması isteniliyor. Örneğin, kadına ayna karşısında vajinasını incelemesi gerektiği aktarılıyor. Ayrıca, kadının yine ayna karşısında bir takım egzersizler uygulayarak, vajinasının nasıl gevşeyip yeniden eski haline döndüğünü kendi gözleriyle görmesi sağlanıyor.

Bazı sorunlarda çiftlere cinsel birleşme yasağı konuluyor. Ama bu noktada ne yapılması gerektiği de aktarılıyor. Örneğin, eşlerin tıpkı flört dönemindeki gibi birbirlerini uyarmaları gerektiği belirtiliyor. Böylelikle eşler, bir süre sonra uyarı noktalarını keşfetmeye başlıyor. Bu şekilde kendinden gelişen cinsel uyarıların artırılmasına çalışılıyor.

Orgazm güçlüğü gibi sorunlarda altta yatan sorunlar düzeltildikten sonra çeşitli cinsel teknikler aktarılıyor. Bu sayede çiftlerin orgazmı keşfetmeleri sağlanıyor.

VAJİNİSMUS EV ÖDEVİNDE NELER VAR?

Kişinin hem tek başına, hem de eşiyle birlikte uygulaması gereken ev ödevleri mevcut. Bu ödevler, masaj, cinsel birleşme teknikleri,uyarılma noktalarının keşfedilmesi gibi çeşitli uygulamaları içeriyor.
Ödevlerde eşlerin katılımı çok önemli. Çünkü, bireysel ev ödevinde, eşinin yapıp yapmadığını kontrol etmek zorunluluğu var.

Erkekte erken boşalma sorunu varsa, mastürbasyon yapması gerektiği söyleniyor. Erkek mastürbasyon yaparak boşalma anını geciktirmeyi öğreniyor. Boşalma süreçlerini tek tek yazarak cinsel terapi sırasında psikiyatristine aktarıyor.

Vajinismus gibi sorunlarda, kadından öncelikle vücudunu tanıması isteniyor. Örneğin, kadına ayna karşısında vajinasını incelemesi gerektiği aktarılıyor. Ayrıca, kadının yine ayna karşısında bir takım egzersizler uygulayarak, vajinasının nasıl gevşeyip yeniden eski haline döndüğünü kendi gözleriyle görmesi sağlanıyor.

İletişim

Önerilen bazı kitaplar:
Cinsel Mutluluğun Sırları –İmge Tan
Evlilik Psikolojisi-Öncesi ve Sonrasıyla Evlilik-Nevzat  Tarhan 2006-Timaş Yayınevi
Cinsel Eğitim—Prof.Dr.A. İhsan Taşcı