Gripten Korunma ve Aşılanma

GRİPTEN KORUNMANIN YOLLARI ve HAMİLELİKTE AŞILAR

Yazının sonundaki AŞILAR kısmını okumayı ihmal etmeyin!
Ellerinizi sık sık yıkayın
Ellerinizi yıkamak sizi birçok bulaşıcı hastalıktan olduğu gibi gripten de koruyacaktır. Bunun yanısıra bakterilerden korunmak için kullandığınız telefon ahizelerini ve çalışma masası gibi yüzeyleri düzenli olarak dezenfekte etmelisiniz.
Grip olan arkadaşlarınıza yaklaşmayın
Çevrenizde grip olan kişilere çok yaklaşmamaya ve telefon, bardak gibi eşyaları ortak kullanmamaya dikkat edin.

Gripte Beslenmenize dikkat edin

Bağışıklık sisteminizin zayıflamaması için düzenli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Tek yönlü beslenmeden kaçınarak bol bol sebze ve meyve tüketin. Yetersiz uyku, aşırı alkol ve sigara tüketiminin de bağışıklık sisteminizi zayıf düşüreceğini unutmayın.
Mevsime göre giyinin Sonbahar-kış aylarına uygun kalın ve yünlü kıyafetleri tercih edin. Fakat terli kalmanın da hastalıklara davet çıkaracağını göz önünde bulundurun.
Düzenli egzersiz yapın Vücudunuzun mikroplara karşı dirençli olması için bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz gerekiyor. Düzenli yapılan egzersizin ise bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkisi olduğu biliniyor. Bunun için gün içinde kısa da olsa egzersize zaman ayırmaya çalışın.
Bal Bal ve pekmezin soğuk havalarda vücudun ısınmasına yardımcı olarak grip ve benzeri hastalıklara karşı koruyucu özelliği olduğu biliniyor.
Yoğurt Sağlıklı beslenmenin en önemli gıdası olarak tanınan yoğurt, araştırmanın sonuçlarına göre soğuk algınlığını önlüyor. Kaliforniya Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı çalışmaya göre, her gün yoğurt yiyen kişiler kışın daha az hastalanıyor.
Domates çorbası Sağlıklı yaşam için domates vazgeçilmez yiyecekler arasında bulunuyor. Domates ağırlıklı beslenenlerin enfeksiyonla mücadelede dirençli oldukları belirtiliyor.
Sarımsak  grip virüslerinin vücutta çoğalmasını engelleyen allicine ve aliin maddelerini bol miktarda içeriyor. Dolayısıyla günde 3-4 diş çiğ sarımsak yemek, gripten koruyor.
Ekinezya Ekinezya bitkisi soğuk algınlığında etkinliği uluslararası çalışmalarla gösterilmiş tek bitkidir. Ekinezya tozunu, 2 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinler balla karıştırıp her gün bir kaşık alabilirler. Sürekli ve aşırı kullanmamalıdır.

Grip ya da soğuk algınlığında destekleyici tedavi

Her iki hastalık da virüslerin neden olduğu hastalıklardır. Antibiyotikler virüsler üzerinde etkili değildir bu nedenle ikincil bir bakteriyel enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılmamalıdır.
Tedaviden çok hastalığa yakalanmamak daha önemlidir. Bu nedenle salgın dönemlerinde kapalı yerlerde fazla uzun kalmamak ve elleri sık sık yıkamak koruyucu olabilir.
En iyi ve en etkili destek tedavisi istirahattir. Eğer mümkünse yatak istirahati yapılmalıdır.
Yatarken başınızı yukarıda tutmak (2 yada daha fazla sayıda yastık ile yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacaktır.
Bulunulan ortamın yeteri kadar sıcak olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmelidir.
Havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır. Kaloriferlerin üzerine su kapları yerleştirilmesi...
Yeteri kadar sıvı alımı son derece önemlidir.
Hastalık dönemlerinde beslenmeye dikkat etmeli, iştahsızlık varsa enerji ihtiyacını gidermek için karbonhidrattan zengin diet uygulanmalıdır.
Boğaz ağrısını gidermek için pastil kullanılabilir:bepanthen, strepsils C
Burun tıkanıklığı için tuzlu su ya da okyanus suyu vb. kullanılabilir.
Ağrı ve ateşi gidermek için parasetamol alınabilir.
Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir.

Nezle grip başlamışsa ve aşağıdaki durumlarda doktorunuza başvurun

Yüksek risk grubundaysanız
Ateşiniz 38.5 derecenin üzerine çıkarsa ve iki gün içinde düşmezse
Soluk alıp vermede güçlük olursa
Göğüs ağrısı ortaya çıkarsa
Şiddetli kulak ağısı, kulaktan akıntı ve kanama olursa
Döküntü ve kızarıklık ortaya çıkarsa
Ense sertliği ortaya çıkarsa
Birkaç gün içinde düzelemediğinizi ve ciddi derecede hasta olduğunuzu düşünüyorsanız

Hamilelikte Grip aşısı

YENİ: Gebelerde özellikle birinci üç aydan sonra ve riskin arttığı mevsim başlangıcında aşının yapılması önemli ve gereklidir.
Grip, “influenza” virüsünün solunum yoluyla insan vücuduna girmesiyle oluşan ve salgınlara yol açan bir enfeksiyon hastalığı. Dünya Sağlık Örgütü‘nün verilerine göre, grip her yıl dünya nüfusunun yüzde 5‘ini etkiliyor. Neden olacağı yan etkiler sonrasında özellikle ileri yaştakiler, çocuklar, kronik hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanan kişilerde ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlar doğurabiliyor. İşte grip aşısının kime, ne zaman yapılacağı ve etkileri hakkında merak edilen sorulara cevaplar…
NASIL BULAŞIR?
Gribe neden olan influenza virüsü; hasta veya taşıyıcı kişilerin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla kolaylıkla bulaşabilir. Virüs bulaşmış ellerle temas etmek veya öpüşmek de yine bu virüsün geçmesine neden olan diğer faktörlerden. Ayrıca grip hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu kapı kolu, telefon ahizesi veya havlu gibi ortak kullanım eşyalarından da bulaşabiliyor. Hasta kişilerden çevreye saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğine sahip olması, bulaşıcılığı daha da artırıyor. Hasta kişinin kapalı bir ortama girip çıkması bile o ortamda bulunan kişileri virüsün bulaşması açısından risk altına sokuyor.Bu nedenle grip ev, iş yeri, okul, kreş ve toplu ulaşım araçları gibi kapalı mekanlarda çok kolay bulaşıyor. Virüsü kapmış ancak henüz belirgin yakınmaları olmayan, bir başka deyişle taşıyıcı kişiler de hastalığı bulaştırabiliyorlar. Eğer kişinin bağışıklık direnci güçlüyse, gribi hafif bir ateş yükselmesi ve halsizlik ile birkaç gün süren kuru öksürükle ayakta da geçirebiliyor. Bu kişiler iş ve sosyal ortamdan kopmadıkları için de virüs kolaylıkla başkalarına bulaşabiliyor.
TEDAVİ EDİLİRSE 1 HAFTADA, EDİLMEZSE 7 GÜNDE GEÇER
“Grip tedavi edilirse bir haftada, edilmezse 7 günde geçer” sözünden de anlaşılacağı üzere, bu hastalık kendi kendine de düzelebiliyor. Dolayısıyla grip, bağışıklık sistemi güçlü olan insanlarda genellikle endişe edilecek tablolara neden olmuyor. Gribal enfeksiyonda yatak istirahatının yanı sıra, gerektiği durumlarda yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler de uygulanmaktadır. Örneğin aspirin hariç ateş düşürücü ilaçlar verilebilir, kas veya eklem ağrılarını gidermek amacıyla ağrı kesicilerden yararlanılabilir. Yeni çıkan bazı ilaçlar da, ilk belirtilerin başlamasından sonraki 24 – 48 saat içerisinde alındığında, gribin daha kolay atlatılmasını sağlıyor. Bağışıklık sistemi güçlü olan çoğu insan için 5- 7 gün yatak istirahatı ve bol sıvı alımı bile yeterli oluyor. Bununla birlikte gebelerde bağışıklık sisteminde baskılanma olduğundan grip ağır geçebilir ve ciddiye alınmalıdır.
TEDAVİDE SIK YAPILAN HATALAR
Halk arasında antibiyotiklerin gribal enfeksiyon üzerinde etkili olduğu yönünde yanlış bir inanış var. Ancak antibiyotikler bakteriler üzerinde etkili oldukları için grip tedavisinde hiçbir yarar sağlamazlar. Üstelik zararlı etkilere de sahip olabilirler. Solunum sistemimiz, bünyesinde yararlı bakterileri de barındırıyor. Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler ise zararlı mikropları vücudumuzdan atmakla görevli olan bu bakterileri yok edebiliyor. Bunun sonucunda virüsler vücudumuza kolaylıkla girebiliyor ve çeşitli hastalıklara neden olabiliyor. Dolayısıyla, antibiyotikler hiçbir zaman hekim önerisi olmadan alınmamalı.

GEBELİKTE GRİP ÖLDÜRÜCÜ OLABİLİR Mİ?

İnfluenza virüsünün yol açtığı bir solunum sistemi hastalığı olan grip; aniden 39 – 40 dereceye kadar çıkan yüksek ateş, aşırı halsizlik, kuru öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrılarıyla insanı yatağa düşürebilecek kadar ağır seyredebiliyor. Bu hastalık tablosuna kimi zaman bulantı, nadiren de kusma eşlik edebiliyor. Kuru öksürüğe balgam eklendiği takdirde çok dikkatli olunması gerekiyor. Bu belirti, gribin arkasından zatürre gelişebileceğine işaret edebiliyor. Dolayısıyla, özellikle ateş ve balgamlı öksürüklerde zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak, yaşamsal önem taşıyabiliyor.
HANGİ HASTALIKLARA DÖNÜŞEBİLİR?
Grip, dikkat edilmediği takdirde larenjit, farenjit, sinüzit ve orta kulak iltihabına ve tabi ki zatürreye dönüşebiliyor. Sonbahar ve kış aylarında çocuklarda görülen orta kulak iltihaplarının yaklaşık yüzde 30-35‘inin nedeni olabiliyor. Daha da önemlisi; zatürree, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı tehdit eden veya ölümle sonuçlanan hastalıklar da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle, özellikle risk grubundaki kişilerin salgın mevsiminden önce grip aşısı yaptırmaları çok önemli. Gebelerin de bağışıklık sistemi hafifçe baskılandığından onlar da artık risk grubunda sayılıyor.
GRİP AŞISININ ETKİNLİĞİ
Grip aşısı inaktive edilmiş influenza virüslerinden veya antijenlerinden yapılıyor. Aşı uygulandıktan sonra bağışıklık sistemi aşıdaki inaktif virüse karşı antikorlar oluşturuyor. Daha sonra, aktif virüsle karşılaşıldığında, önceden oluşmuş antikorlar enfeksiyon oluşumunu önlüyor veya ağır hastalık riskini azaltıyor.
NE ZAMAN YAPTIRMAK GEREKİYOR?
Grip aşısının mutlaka salgın başlamadan önce yapılması gerekiyor. Aşının etkisinin ortaya çıkması için aşağı yukarı 2-3 haftalık bir süreye ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla, grip aşısı için en uygun zaman sonbahar, özellikle de Eylül ve Ekim ayları. Bununla birlikte salgın varsa her hangi bir zamanda.
HERKESE YAPILABİLİR Mİ?
Aşı, 6 aydan küçük bebekler, hamileliğin eskiden ilk 3 ayı içerisindeki anne adayları, yumurta ve tavuk proteinlerine alerjisi olan kişiler dışında herkese yapılabilir. Ayrıca, 38 derece üstünde ateşi olan hasta kişilerde, aşı uygulamasının ateş düştükten sonra yapılması gerekiyor. Son zamanlarda gebeler bağışıklık sistemi ve hastalık açısından yüksek riskli grup olarak düşünüldüğünden gebeliğin her döneminde aşı yapılabileceği öneriliyor.
AŞI TEKRAR EDİLMELİ Mİ?
Grip aşısında tek doz yeterli oluyor. Daha önce hiç grip aşısı yaptırmamış olan 8 yaşından küçük çocuklarda ise aradan en az 4 hafta geçtikten sonra ikinci doz aşılama yapılması gerekiyor. Grip aşısının her yıl tekrarlanması gerekiyor. Bunun nedeni ise, virüslerin her yıl kendilerini değiştirdikleri için, bir önceki yılın aşısının sonraki yıl koruyucu özelliğini yitirmesi. Genellikle 2 -3 hafta sonra etkili olmaya başlayan grip aşısının koruyuculuk süresi de 6 – 12 ay sürüyor. Aşının koruyuculuğu ise karşılaşılan virüsle aşının içerdiği antijenik yapının uyumuyla ilişkili. Aşıdaki antijenler virüsle ne kadar uyumluysa, korumanın da o kadar iyi sağlandığını belirtiyor.
HER YAŞTA AYNI KORUYUCULUĞA SAHİP Mİ?
Grip aşısı ile koruyuculuk, 65 yaş altındaki sağlıklı erişkinlerde yüzde 70-90 gibi yüksek oranlarda seyrediyor. İleri yaşlarda bu etki yüzde 30-40 oranında azalmakla birlikte, hastalığın hafif geçirilmesi sağlanıyor. Yapılan kısıtlı sayıdaki çalışmalara göre, grip aşısının çocuklar üzerindeki koruyuculuk oranı ise yüzde 22-91 arasında değişiyor. Ancak antijenik yapıda büyük değişiklikler meydana gelmişse koruma etkisi tüm yaş gruplarında azalıyor veya aşı tamamen etkisiz hale geliyor.
YAN ETKİLERİ VAR MI?
Grip aşısının damar yoluyla verilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde çeşitli komplikasyonların gelişebiliyor. Grip aşısı başka bir bölgeye yapılmak kaydıyla diğer aşılarla beraber de uygulanabiliyor. Aşı sonrası nadiren hafif geçen nezle türü bir tablo oluşabiliyor. Aşı yapıldıktan sonra enjeksiyon bölgesinde ender görülse de; kızarıklık, şişlik, morarma, ateş, kırıklık, titreme, yorgunluk, baş ağrısı, terleme, kas ve eklem ağrıları gibi yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Çok rahat tolere edilebilen bu yan etkiler de 1-2 gün içinde kendiliğinden geçiyor. Ancak bu yan etkilerin dışında başka bir şikayet oluştuğu takdirde mutlaka bir doktora başvurulması gerekiyor.

KİMLER GRİP AŞISI OLMALI?

Birincil risk grupları
65 yaş ve üstündeki kişiler (özellikle huzur ve bakım evlerinde kalanlar)
Kronik hastalığı olanlar: Kalp damar sistemi hastaları; akciğer, karaciğer ve böbrek hastaları; romatizma hastaları, diyabet hastaları ve endokrin sisteme ait hastalıkları olanlar
Bağışıklık sistemleri baskılanmış kişiler: Kanser hastaları, organ ve kemik iliği nakli yapılanlar, 
6 aydan büyük çocuklar
Uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuklar ve gençler
Hamileler ve emziren anneler
İkincil risk grupları
Birincil risk grubunda yer alanlarla yakın temasta olanlar
Sağlık personeli (doktorlar, hemşireler vs. )
Sık sık özellikle yurtdışına seyahat edenler
Gribin tıbbi ve ekonomik olumsuz etkilerinden korunmak isteyenler (öğretmenler, iş adamları, sporcular, askerler, üretimde çalışanlar.)
Ayrıca gebelikte yapılması gerekebilen diğer aşılar ile ilgili olarak doktorunuzla da görüşmelisiniz.
 
Ayrıca domuz gribi linkine de bkz.