Karboksiterapi

Karboksiterapi Nedir? Sellülitler Liposuction’dan Farkları nelerdir?

Karboksiterapi 13seans
Karboksiterapi 13 Seans Kombine

Karbondioksit (CO2) gazının tedavi amaçlı derialtına enjekte edilerek dolaşımın  ve dokudaki bölgesel metabolizmanın hızlandırılması işlemidir. CO2 gazı, ilk olarak 1930 (Royat termallerinde, Fransa) yılından itibaren günümüze kadar tıbbın hizmetinde kullanılmaktadır. Tedavi hızlı, rahat, etkili ve cerrahi olmayan bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Karboksiterapi özellikle “sellülit tedavisinde” ve bölgesel şekillendirmede son derece etkili bir yöntem olarak kabul görmektedir.

Aslında karboksiterapi tedavisinin ana fikri vücudun tamir mekanizmasını harekete geçirme esasına dayanır. Biliyoruz ki dokuların oksijene ihtiyacı vardır. Oksijeni kullanıp canlılıklarını devam ettirirler ve karbondioksit oluştururlar. Kan hücreleri yardımı ile oksijen dokulara taşınır ve karbondioksit ile yer değiştirerek yine aynı kan hücreleri yardımı ile bu karbondioksit akciğerimize taşınıp oradan dış ortama atılır. Vücudumuz her zaman dokularda oluşmuş karbondioksiti temizlemek zorundadır. Bu temizliği de mutlaka kan yolu ile yapar. İşte biz bu zorunluluğu kullanarak vücuda istediğimiz tedaviyi yaptırabiliyoruz. Karbondioksit gazını verdiğimiz her yere vücut kan yolu ile bol oksijen ve yapı maddesi sevk eder. Dokunun da kendini tedavi etmesi o kadar kolay olur. Dolayısı ile kapanmamış yaraların kapanması, aknelerin tedavisi, sarkmış cildin toparlanması selülitlerin iyileşmesi, diyet ve egzersize dikkat edilirse asla verilemeyen bölgesel kiloların verilmesi de bu kadar kolay olur.
Tabiidir ki her tedavi yöntemi gibi bu da mucize bir yöntem değildir. Doğru yere doğru miktarda verilen karbondioksit gazı vücudun o bölgeye daha çok önem vermesini sağlar, ayni zamanda metabolizmamızda bir artış olur. Bu artış nedeni ile vücudumuz daha çok enerji harcar, bu harcama da ayrıca zayıflamaya yardımcı olur. Cilt altındaki mezoderm tabakasına verilen CO2 gazı vücudun buraya bol oksijen ve yapı elemanı göndermesine sebep olur böylece oradaki elastin ve kollajen liflerde artışa sebep olur. Bu artış sonrası deri eski elastikiyet özelliğini geri kazanır ve toparlanma başlar. Bu toparlanma beden küçülmesine sebep olur. Uygun diyet ve egzersiz- yöntemlerini de eklediğimiz takdirde dar bir elbise giymiş gibi olan beden mecburen fazla olan depo yağlarını yakmaya başlar ve kilo vermeye başlarız.
Karboksiterapi nasıl yapılır?

Uygulama son derede basit olmakla birlikte, karbondioksit gazının cilt altı doku içine 27-30G ‘lik (0.3 mm) bir enjektörle enjekte edilmesi prensibine dayanır. Enjekte edilen gaz, yakınlardaki doku tarafından emilir (absorbe edilir). Uygulanacak bölgeye göre işlem süresi değişmektedir.

Uygulamanın ETKİLERİ:

Cilt altı mikro dolaşımda damar genişlemesi artar,                                                                                                                      

Kılcal damar kan akışı artar ve hızlanır,                                                                                                                                          

Yağ eritici (lipolitik) etki oluşur, diğer yöntemler de eklenirse  birlikte etki artar,                                                                       

Yüzeye yakın dokularda  oksijen kullanma potansiyeli artar,                                                                                                           

Fazla su ve ödem atılarak su toplanmasının düzenlenmesi sağlanır,

pH dengesi sağlanır, doku yenilenmesini uyarılır,

Adele, kas tonüsünün -sertliğinin artışı sağlanır.

Karboksiterapinin Etkili olduğu Durumlar?

Estetik Patolojilerde

Sellülit–gevşemiş ve ileri derecedeki selülitli dokularda.

Bölgesel yağ dokusu  azaltma

Liposuction–lipoplasti öncesi ve sonrası etkinlik artırma

pigment el
Elde pigment ve gençleştirme

Deri grefti öncesi ve sonrası tedavisinde, ameliyat ve yara izleri

Stria (cilt çatlakları)

Boyun, dekolte ve kol bölgesinin toparlanması

El ve yüz cildinin toparlanması ve gençleştirilmesi

Damar hastalıkları

Organik ve fonksiyonel periferik arter patolojilerinde.

Yaşlılığa bağlı damar sertleşmelerinde (Arterioeskleroz)

Diabete bağlı kılcal damar patolojilerinde.

Romatoloji -Androloji

Otoimmün artrit. Yoğun artrit.

Mikrodolaşım bozukluğuna bağlı penis ereksiyon bozukluklarında.

Dermatoloji

Psoriasis (sedef).

Mikrodolaşım bozukluğuna bağlı ülserlerde, Diabete bağlı ülserlerde

Varise bağlı ülserler

Spor Hekimliği

Spor aktivitesini ve performansını artırmak.

TEDAVİ BÖLGELERİ ve ETKİLERİ NELERDİR?
Basende,  Gevşemiş ve ileri derecedeki sellülitli dokuların giderilmesi, Bölgesel yağ dokusu fazlalığının eritilmesi,  Liposuction – lipoplasti öncesi ve sonrası pürüzlerin giderilmesi 

Kollarda, Koltukaltı gevşekliklerinin ve sarkmalarının giderilmesi, üst kolun inceltilmesi
Göğüslerde, Gevşek ve sarkık göğüslerin toparlanması, İri göğüslerin küçültülmesi (Yağ dokusu kaynaklı)
Karında, Gevşek ve sarkık karın dokusunun düzeltilmesi, Yara ve ameliyat izlerinin giderilmesi, Doğum sonu veya kilo alma sonucu oluşan karın çatlaklarının giderilmesi
  
Karbondioksit nasıl etki yaratır?
Karbondioksitin iki etkisi vardır:  İlki mekanik olarak yağ eritici (lipolitik) etki, diğeri ise bölgedeki kılcal damarları genişletici (kapiller vazodilatasyon) etki. Kılcal damarların genişlemesi bölgeye daha fazla oksijen taşınmasını ve doku içindeki sıvının atılmasını sağlar. Böylelikle ödem çözülür, yağ yıkılır,  doku daha genç ve sıkı bir görünüm kazanır.


İşlem ağrılı mıdır?

Bazı hastalar enjeksiyon bölgelerinde hafif bir sızı hissedebilirler. Bu genellikle bir kaç  saniyeden uzun sürmez.  Dolaşımın hızlanmasına bağlı olarakta 10-20 dakika süre ile hafif bir sıcaklık hissi oluşabilir. CO2’i düzenli bir hızda ve miktarda deri altına veren cihaz ve ekleri vasıtasıyla, her vücut alanı için çok düşük dozlarda (50 – 200 cc) enjekte edilir.
Seans sırasında mutlaka steril materyal kullanılır. Uygulama sırasında ilk karşılaşılan etki, uygulama yapılan yerin pembe renge dönüşmesidir. Bu durum CO2’in damar çapını genişletici etkisine bağlıdır.
Liposuctiondan farkı ?:
Cerrahi bir uygulama değildir.   Seans sonrası yatak istirahati yoktur.   Hücrelerden yağ uzaklaştırılır.   Selülit nerde olursa uygulanır.   Bandaj kullanılmaz.   Ağrısı ve yan etkisi minimaldir.
Liposuction Cerrahi bir uygulamadır. En az 2 hafta yatak istirahati, yağ hücreleri çıkarılır, selülitte kullanılmaz. Tekrar kilo alımı fazladır. Haftalarca bandaj kullanımı söz konusudur. Ağrı ve yan etkileri fazladır.
Tedavi sonrası nelerden kaçınmak gereklidir? Tedavi sonrası 4-6 saat süreyle banyo, yüzme ve sauna önerilmez. Tedaviyi izleyen dönemlerde yarım saat süreyle bölgesel travmadan kaçınmak gerekir. Bunun dışında kişiler kendi aktivitelerine devam edebilirler. Seanslarda kot, stretch pantolon gibi vücudu saran pantolonlardan sakınmak gereklidir. Seans öncesi 5-7 gün aspirin gibi kanı sulandıran ilaçlar kesilmelidir. Morarmaya zemin hazırlar. Zorlayıcı egzersizlerden 24 saat kaçının. Sıcak banyodan 6 – 8 saat kaçının.
Tedavi için kaç seans gereklidir? Sellulitlerin giderilmesi için değişmekle birlikte ortalama olarak 10-20 seansa gerek vardır.  Seans sayısı sellulitin derecesi ve yaygınlığı ile orantılıdır. Haftada bir veya iki uygulama yapılabileceği gibi günaşırı uygulamalarda yapılabilmektedir.  Her seans ortalama 10-45 dakika sürer.
İyileşme kaç seanstan sonra görülmektedir? Ortalama 4-5 seanstan sonra vucudunuzdaki sağlıklı gelişmeyi farkedebileceksiniz.. 8-10 uygulama sonrası ciltaltı (subkutanöz) dokunuzun inceldiğini ve dokunuzun sıkılaştığını göreceksiniz. Daha sonra da sellülitlerinizin nasıl azaldığını ve kaybolduğunu gözlemleme şansınız olacak.
Tedavi etkisi ne kadar sürer? Bu tamamen size bağlı. Uygun diyet ve egzersiz yaparsanız bu etki yıllarca devam edebilir. Eğer sellulit oluşumuna uygun bir hayat tarzını seçerseniz 6-7 ay içinde sellülitlerinizin yeniden oluştuğunu farkedeceksiniz.  Ancak bu dönemde 3-5 seanslık karboksiterapi almanız cildinizi yeniden sağlıklı bir görünüme sokacaktır.

Karbondioksid toksik (zehirli) bir gaz mıdır? Hayır. CO2 gazı renksiz, kokusuz bir gaz olup, yaşayan canlıda en son oluşan metabolik atıklardan biridir. Vücudumuz istirahat ortamında dakikada yaklaşık 200 ml. CO2 üretmektedir. Bu miktar, fiziksel egzersiz sırasında 10 katına kadar çıkabilmektedir.  Dokularda ürettiğimiz bu gazı akciğerlerimizden atmaktayız.
Bu nedenlerden ötürü karboksiterapinin önemli bir yan etkisi bulunmamaktadır. Bazan enjeksiyon yerlerinde hafif morluklar oluşabilmekle birlikte bu etki de geçicidir. Tıpta karbondioksit gazı, kapalı ameliyat olarak da bilinen “laporoskopi” ameliyatlarında da batın içini şişirmek için yüksek hacimlerde (3-7 litre) uygulanmaktadır.

Karboksiterapi kimlere uygulanmaz?
Gebeler ve Emzirenler
İnsüline bağımlı ileri diabetes mellitusu (şeker hastalığı) olanlar
Pıhtılaşma bozukluğu olanlar (Hemofili gibi)
Akut Tromboembolisi olanlar, akut tromboflebit geçirmişler
Kanseri olanlar
Yüksek tansiyonda ve İleri kalp hastalığı olanlar
Gangrende, Stroke ve iskemik atak geçirmişlerde
Şiddetli renal yetmezliği olanlarda
                               
İşlemin maliyeti nedir?
İşlemin maliyeti yapılacak bölge genişliğine ve periyodik tekrarına göre değişir. Kliniğimizde bu yöntemi rahatsızlığın yoğunluğuna bağlı olarak tek ya da diğer yöntemlerle birlikte uygulama yapıyoruz. Bilgilendirme amaçlı, ücretsiz bir muayene ve ön görüşme için kliniğimizden  randevu isteminde bulunabilirsiniz.