Cinsiyet Seçimi

BEBEĞİN CİNSİYETİNİ ÖNCEDEN BELİRLEMEK MÜMKÜN MÜ?

Aşağıdaki bilgiler, cinsiyet seçimi ile ilgili sürekli gelen sorular ve bu konuda çeşitli duyumlarla kafaları karışan anne-baba adaylarını bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.  
Gebelikten önce uygulanan bazı yöntemlerle ve tekniklerle bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi eski tarihlerden günümüze kadar hep ilgi çeken bir konu olmuştur. Bundan dolayı her toplumda bu konu ile ilgili türetilmiş, halk arasında anlatılan çeşitli teknikler vardır. Ancak gerçek şu ki bu anlatılan önerilerin çoğunun bebeğin cinsiyetini belirleme konusunda kesin etkili olduğuna dair açık kanıtlar yoktur. Örneğin ilişkiye girilecek günlerle ilgili, ilişki şekliyle ilgili çeşitli yöntemlerin bebeğin cinsiyetini belirleyebileceği halk arasında tarif edilir, ancak bunların bir etkisi olduğu tartışmalı olup çoğu şüphelidir.
Aşağıda anlatılan yöntemlerin bebeğin cinsiyeti seçimi amacıyla kullanılmasının, bebeklerin cinsiyetinin önceden belirlenmesi ve ona göre istenilen cinsiyette bebekler dünyaya getirilmesi kız erkek dengesini etkileyerek bozabileceğini düşünen dünyadaki yönetimlerin çoğu bu konuda kısıtlamalar, tanıtma engelleri ve bazen de yasaklar meydana getirmişlerdir. Başlangıçta çiftlerin çoğunun da düşüncesi öncelikle “önemli olan bebeğin sağlıklı olması” şeklinde olmaktadır. Normalde dünyaya gelen erkek ve kız bebeklerin sayısı bir toplumda yaklaşık olarak birbirine eşittir.
 

Cinsiyet Oluşumunda Temel Genetik Bilgi

Bir erkek üreme hücresi (sperm) ile bir kadın yumurtasının birleşmesi sonucu yumurta döllenmiş olur ve gelişen döllenmiş yumurta rahim duvarına tutunursa gebelik meydana gelir.
Kadının yumurta hücresi sadece X kromozomu içerir, bununla birlikte erkeğin spermlerinden bazıları X kromozomu, bazıları ise Y kromozomu içerir.

X kromozomu içeren bir erkek spermi kadının yumurtasını döllerse iki tane X yan yana gelir (XX) ve bebek kız olur.

Eğer Y kromozomu içeren bir erkek spermi kadının yumurta hücresini döllerse X ve Y yan yana gelip (XY) erkek bebek olur. Yani sadece bu açıdan bakarsak cinsiyeti genetik olarak belirleyen kadın değil, erkeğin spermi olmaktadır.

Sonuç olarak eğer cinsiyet seçimi isteniyorsa, mutlaka GEBELİK OLUŞMADAN ÖNCE hazırlıklara başlayarak olmalıdır.

Cinsiyet Seçimi için Yöntemleri sonuç ve etkilerine göre sıralayacak olursak:

Genetik Tanı ile Yapılan (PGT ile) Tüp Bebek Uygulamasında cinsiyet seçimi

Günümüzde bebeğin cinsiyetini önceden belirlemek için kullanılabilen en gelişmiş ve kesin yöntem, tüp bebek işlemleri ile birlikte yapılan PGD (preimplantation genetic diagnosis) veya PGT (preimplantasyon genetik tanı) yöntemidir. Doktor takip ve kontrolünde olması gereken, tüp bebek laboratuvarının kullanıldığı maliyeti yüksek olan bir yöntemdir. Tüp bebek (IVF) işlemleri sırasında döllenmiş ve 7-8 hücre veya trofektoderm safhasına dek gelmiş embriyodan bir hücre alınarak incelenir; cinsiyete bağlı hastalıklar ve cinsiyetin yanı sıra bazı kromozomal hastalıklar da araştırılır. Eğer hücre istenilen cinsiyette ise ve/veya aranan hastalık yoksa embriyo anne rahmine yerleştirilir. Bu durumda bile, istenen cinste embriyo yerleştirilse bile, gebe kalınıp gebeliğin sonunda canlı doğum olacağı garanti değildir.  Bununla birlikte cinsiyet seçimi isteyen çiftlerin gebe kalabilme sorunu da olmadığı düşünülürse, ciddi bir rahatsızlığı olmayan, yaşı da ileri olmayan evli bir çiftte tüp bebek yöntemi kullanıldığında maksimum gebe kalabilme oranı uygulama başına daha yüksektir (yaklaşık % 70-90). Doğal olarak düşük, v.s. olmadan eve sağlıklı bir bebek götürebilme oranı bundan biraz daha az olmaktadır.

Ülkemizde bu yöntem cinsiyetin belirlenerek seçilmesi için  kullanılmamaktadır, sadece genetik hastalıkların taranması için kullanılmaktadır. Türkiye dahil birçok ülkede etik ve tıbbi sakıncalarından dolayı, genetik hastalık dışında, sadece cinsiyet belirlemek için uygulanması yasaktır. Bununla birlikte, hazırlıklar yapıldıktan sonra yurt dışına gönderilen çiftlerde, tüp bebek yönteminde cinsiyet önceden %100 doğrulukla belirlenebilmektedir. Cinsiyet belirlenmesi için ”PGT” genetik yöntemi de ayrıca kullanıldığından yurt dışı döviz maliyeti normal tüp bebeğe göre daha yüksektir.

Aşağıda anlatılan ve yasak olmayan, fakat uygulaması daha az maliyetli olan diğer yöntemlere gelince; başarı oranları değişik olup istenilen cinsiyette çocuk sahibi olma ihtimali ise garantili değildir:

Babychoice Yöntemi (Selnas Yöntemi) ile cinsiyet seçimi

İsviçre’deki Materna Laboratuarlarının 1996 yılından beri Japonya’dan ABD’ye kadar birçok ülkede temsilcilikleri aracılığı ile dağıtımını yaptığı, uygulaması kolay bir yöntem.
Hücresel haberleşme konusunu inceleyen Fransız hücre biyologlarından Patrick Schoun annenin yumurta zarındaki reseptörlerin “X” veya “Y” kromozomu taşıyan spermleri dönem dönem kabul veya reddettiğini, yani annenin biyolojik saatine göre cinsiyet seçiminin değiştiğini keşfetti ve buna kutuplaşma dönemleri adını verdiler. Buluş resmi makamlarca izlenen testlerle denendi ve %98.7 (155 çiftin 153’ünde) oranında  başarı elde edildi. Bunun üzerine 1997’den beri tüm dünyada ticari satışa sunuldu. Bununla birlikte bu yöntemin uluslararası güvenilir bir tıbbi bilimsel yayında kabul görecek şekilde yayınlanmadığına da dikkat çekmek gerekir. (Yayınlandığı takdirde de yöntemin bütün ayrıntıları açıklanmış olacaktı ve herkes uygulayacağından, keşfedenlerin ticari gelir elde etmesi mümkün olmayacaktı !)
İlgilenenler o yıllardaki yöntem ile ilgili bir değerlendirmeyi ve medya tartışmasını içeren  British Medical Journal’deki İngilizce yazıyı bulabilir: The spin on sperm -Abbasi BMJ 1997;315:1386 (22 November). Yumurtanın sperm seçtiğine dair daha yeni bir araştırma ise yine Haziran 2020 tarihli: https://doi.org/10.1098/rspb.2020.0805 Published:
 

Baby choice yöntemi gerçek başarı oranı nedir? Babychoice güvenilir mi?

Orjinal araştırma ve babychoice ‘in kendi web sitesinin ilk bilgilerinde başarı oranı %98 civarında iken, metot halka açıldıktan sonra yaklaşık % 90 oranında başarı görülmüş. Uygulamanın düzgün yapılamaması, yumurtlama günlerinin çakışmaması, uygun günlerin kısa olması sebebi ile polaritenin istenen cinsiyet için kuvvetli olmamasının başarı şansını düşürebileceği söyleniyor.  Anne adayının doğurgan günleri ile takvimde belirlenen günler -genellikle-çakıştığı takdirde herhangi bir tıbbi müdahale söz konusu değil ve aileler kendileri uygulayabiliyor.

Bu yöntem kadın yumurta hücresinin yüzeyinin dönem dönem değişik kutuplaşmaya uğraması mantığına dayanmaktadır. Yani yumurta hücresi X ve Y kromozomu içeren spermlerden birini bazı dönemlerde çekerken bazı dönemlerde itmektedir. İşte bu dönemleri belirleyen bir takvim oluşturularak hangi cinsiyette bebek isteniyorsa o dönemde ilişkiye girilmesi sağlanır.

Bizim deneyimlerimize göre babychoice başarı oranı:

Çok sorulduğundan dolayı, bu yöntemi başlangıçta bizden habersiz, deneyeceğini bildirenler ile takvim zamanlaması ve ilave bilgi ve yöntemler için başvuran hastalarımızı, karar ve sorumlulukları kendilerine anlatarak takip ettik. Başarı oranının yaklaşık (-ki sayıları 100’ü geçtikten sonra web sitesine yazdım-) % 85 civarında (20 uygulamada 17 başarılı ) olduğunu izledik. Sonuçta garantili olmasa da bu oranın iyi olduğunu düşünen aileler için (cinsiyet seçimi amacı ile Türkiye sınırları içinde uygulanamayan tüp bebeğe göre) daha ucuz ve kolay uygulanabilen bir yöntemdir. Muhtemelen ailelerin kendi başlarına yaptıkları uygulamalarda dikkatli davranmamaları ve konuyu/uygulamayı tam olarak inceleyip hassas davranmamaları başarı şansını etkileyebilir. Bununla birlikte karar verdikleri takdirde kendi uygulamalarımızda bu yöntemle birlikte, aşağıda bahsedilen ilave yöntemlerin bazılarını da kontrollü olarak  birlikte kullandığımızdan, başarıyı hangi yöntem ya da yöntemlerin artırdığına dair net bir sonuçtan bahsetmek zor.

Babychoice Yaptıranlar, Yöntem Hakkında Kısa Bilgi:

Takvimde işaretli günler çoğu annenin doğurgan dönemi (son kanamanın ilk gününden itibaren sayarak kişiye göre değişmekle birlikte en geniş hali ile yaklaşık 7. ila 22. gün arası) ile çakışmaktadır. Ancak çakışmadığı takdirde gerekli görülürse adet dönemlerini değiştirmek mümkündür. Kutuplaşma dönemleri sabittir ve değiştirilemez. Anne veya babaya veya spermler ile yumurta hücresine herhangi bir müdahale, kopyalama, genetik seçme ayrıştırma gibi işlem yapılmaz. Sadece oluşturulan takvime göre çiftlerin ilişkiye girmesi, diğer zamanlarda ise korunması gerekir, yani doğala en yakın yöntemlerden biridir. Bu takvimi oluşturmak için İsviçre’deki laboratuvara çiftlerin bazı bilgileri (isim, doğum tarihi, kan grubu, genel tıbbi ve doğum geçmişi…) yollanmaktadır. Daha sonra çiftlere Türkiye’deki temsilciliği vasıtası ile takvimleri yollanmaktadır.
Bundan sonra yapılması gereken, işaretli günlerde sık ilişkiye girerek hamile kalmayı beklemek. Dünya genelinde yöntemi pazarlayanlarca %90’larda olduğu  bildirilen başarı oranı ‘’babychoice’’ uluslararası web sitesi bilgilerine göre ülkemizde yaklaşık %95 olarak gerçekleşmiş(?). Şirket, metodun başarı oranını tam olarak takip edebilmek için, başarısız aileler hastane doğum belgesini yolladıklarında, tüm dünyada %100 para iade uygulaması yaptığını bildirmektedir.
Bkz. Babychoice-Materna video anlatımı : http://www.youtube.com/watch?v=6CgikZvm4g4
 

Cinsiyet Seçiminde Anne ve Babanın Beslenmesi ile İlgili Yöntemler

Bütün dünyada bununla ilgili gazeteler ve bazı bilimsel yayınlar dahil yazılan ve anlatılan bazı öneriler olmasına rağmen açık olarak kanıtlanmış bir etkinliği yoktur.
 
Dr. J. Stolkowski, anne adayının yiyip içtiklerinin bebeğin cinsiyetine etki ettiğini düşünerek, yaptığı çalışmaya göre gebelikten en az 6-8 hafta önce başlanacak potasyum ve sodyum içeriği zengin besin (et, balık, sebze, çikolata, tuz gibi) diyeti erkek çocuk ihtimalini artırıyor.
Aynı şekilde kalsiyum ve magnezyum içeriği zengin olan besinler (süt, peynir, tuzsuz fındık fıstık, fasulye, tahıllar…) ile yapılacak diyet kız çocuk olma olasılığını artırıyor. Araştırmada başarı oranı yaklaşık %80 civarında verilmiş. ( Preconceptional selection of fetal sex. Stolkowski J; Lorrain J Int J Gynaecol Obstet 1980;18(6):440-3 )
 
Bilimsel açıklaması iyonik faktörlerle ilgili. Bu besinler vücud sıvılarının elektrik yükünü yapılan diyete göre(+) veya (–) yönünde etkiliyor ve X veya Y kromozomu taşıyan spermler de farklı elektrikler yüklü olduğu için yumurtlama sonrası kadının tuba kanallarında seyreden yumurta çevresinde, örneğin X kromozomu taşıyan spermler itilirken Y kromozomu taşıyanlar yumurtaya çekiliyor.
 
Yöntemin teorisi yukarıda söz ettiğimiz babychoice’in teorisini de destekliyor. Babychoice’in söylediği şey ise bu seçimi zaten yumurtanın bazı özel günlerde doğal olarak elektriklenerek yaptığıdır.
Gebeliğin kaç ayda gerçekleşeceği belli olmadığı için diyet uzadıkça uzayabilir ! Yaklaşık 6 aydan sonra erkek bebek isteyip kalsiyumlu diyet alamayan, ayrıca vücutta kalsiyum eksikliği olan bir anne adayının osteoporoza meyli, erkek bebeğe hamile kalsa bile bu bebeğin oluşturması gereken kemik yapısını destekleyememe ihtimali varsa da gebe kalır kalmaz diyete devam etmesi gerekmeyeceğinden bebek sağlığını genel olarak etkilemez, anne ise açığını süratle kapatabilir. Aynı şekilde kız bebek istendiğinde gebe kalabilme durumu çok uzarsa tamamen tuzsuz diyet de uzun vadede sıkıntı yaratabilir. Tek başına sadece beslenme yöntemini uyguladığınızda istenen cinsiyet sonucuna ulaşabilme başarısı maalesef bazı aileler için kabul edilebilir bir seviyede değil.
——————-
Bu noktadan sonra aşağıda okuyacağınız diğer yöntemleri ve yaygın inanışların bazılarını, güvenilir sonuçlar almada kuşkulu ve kanıtlanmamış yöntemler olduğunu hatırlatarak anlatalım;

Cinsiyet Seçiminde Çin Takvimi

Bu yöntemle kadının belirli yaşlarda ve belirli aylarda cinsel ilişkiye girmesiyle bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kolaylıkla internette bulunabilecek bu yöntemde, örneğin 20 yaşında bir kadın Mart ayında hamile kalırsa kız, Kasım ayında kalırsa erkek olacaktır. Bu yöntem etkili olsaydı,nufus fazlalığı nedeni ile uzun süre tek çocuğa izin verilen Çin’de nufus dengeleri değişmiş olacaktı. Ancak bilimsel bir geçerliliği ve kanıtı yoktur:
 
                                        ÇİN  TAKVİMİ (B:Boy/Erkek, G:Girl/Kız )
     AY / YAŞ           18   19 20  21  22  23 24  25 26  27  28  29  30  31 
        January             G   B   G   B   G   B   B   G   B   G   B   G   B    B
        February           B   G   B   G   B   B   G   B   G   B   G   B   G    G
        March               G   B   G   G   B   G   B   B   B   G   B   G   G    B
        April                 B   G   B   G   G   B   B   G   G   B   G   G   G    G
        May                  B   G   B   G   B   B   G   G   G   G   G   B   G    G
        June                  B   B   B   G   G   G   B   B   B   G   G   B   G    G
        July                   B   B   B   G   G   B   B   G   G   B   B   B   G    G
        August              B   B   B   G   B   G   G   B   B   B   B   B   G    G
        September        B   B   B   G   G   B   G   B   G   B   B   B   G    G
        October            B   B   G   G   G   B   G   B   G   B   B   G   G    G
        November        B   G   B   G   G   B   G   B   G   G   G   G   B   G
        December        B   G   B   G   G   G   G   B  G    B   G   G   B    B
__________________________________________________
 

Cinsiyet Seçiminde Shettles Metodu

Landrum Sheetles isimli doktor tarafında geliştirilen metod Y kromozomunun X kromozomuna göre daha hızlı olması ve daha az yaşaması esasına dayanmaktadır. Bu mantıkla kadının yumurtlama anına yakın dönemde (yumurtlamadan kısa süre önce veya sonra) ilişkide bulunulursa bebeğin erkek olma ihtimalinin yüksek olacağını savunmaktadır. Tersine yumurtlama anından 2-4 gün önce ilişkiye girilirse bebeğin kız olma ihtimalinin artacağını savunur.  
Yumurtlama anı ise vücut ısısını her gün ölçerek veya servikal mukus değişikliklerine bakarak ya da bazı idrar testleri ile anlaşılabilirse de en kesin yöntem jinekolog tarafından ultrasonla takip edilmesidir. 


Cinsiyet Seçiminde Vajinal Duş:

Aynı şekilde erkek spermlerinin alkalen ortamı tercih ettiği (bikarbonatlı su ile ilişkiden bir süre önce vajinal duş), dişi spermlerin ise asidik ortamı tercih ettiği de (seyreltilmiş sirkeli su) iddia edilmiştir. Bu yöntemler aşırı uygulanırsa vajinanın doğal florasını da bozabilir. Vajinal ortamın alkaliye daha yakın olabilmesi için bir ay önceden alkali su ve gıdalar ile beslenme önerilmekte ise de, bunun yeterli kayda değer değişiklik yapması ihtimali tartışmalıdır.

Whelan Yöntemi 
Shettles prensibinin tersini savunan bir yöntemdir. Elizabeth Whelan tarif etmiştir. Erkek bebek için yumurtlamadan 4-6 gün önce ilişkiye girilmesi gerektiğini savunurken, kız bebek için yumurtlamadan 2-3 gün önce ilişkiye girmek gerektiğini savunur. Shettles yöntemi ile çelişen bu yöntemin de etkisi tartışmalıdır.
 

Cinsiyet Seçiminde Ericsson Albumin Yöntemi

Dr. Ericsson tarafından tarif edilen yöntemde erkekten alınan spermler X ve Y kromozomu içerenler şeklinde laboratuarda ikiye ayrılmaya çalışılır. Fakat bu ayırma işlemi zor olduğundan %100 oranında net bir ayırma gerçekleşemez ve başarı da %100 olmaz. Erkek bebek isteniyorsa Y kromozomu içeren bölgedeki spermler ile IUI (aşılama) yöntemi ile gebelik denenmektedir. Kız bebek isteniyorsa X kromozomu içeren bölgedeki spermler ile aşılama denenmektedir. Bu yöntemin uygulanması etik ve yasal açıdan sakıncalı bulunsa da %70-80 oranında başarılı olduğu bildirilmektedir ve bilimsel açıdan da tartışmalıdır. Ülkemize geçmişte bu yöntemi getiren bir laboratuvarın uygulaması S. Bakanlığı tarafından yasaklanmıştır.
 
Microsort Yöntemi: Bu yöntem de Ericsson yöntemi ile benzer mantığa dayanmaktadır fakat spermlerin X ve Y şeklinde gruplara ayrılması için flowsitometri ve FISH yöntemleri gibi farklı bir yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemle de elde edilen spermler IUI (aşılama) veya tüp bebek yöntemleri ile rahim içerisine verilmektedir. %70-80 civarında başarı oranları bildirilmektedir. Ülkemizde uygulanmamaktadır.

Cinsiyet Seçiminde MSHCG hormonunun tespiti ve DNA

İsrail’li bilim adamları doğacak çocuğun erkek mi, yoksa kız mı olacağını hamileliğin yaklaşık 16. gününde, araştırmaları henüz tamamlanmadığı için (?) çok yakın bir sürede tespit edilebileceklerini iddia etmektedirler. Tel Aviv Genetik Enstitüsü’nde yapılan araştırmalarda, gebeliğin 16. gününde, ceninin beslenmesini sağlayan MSHCG hormonunun ceninin dişi olması durumunda daha fazla salgılandığını saptanmaktadır.
MSHCG hormonunun annenin kan ve idrarında, gebelik veya gebelik olmadığı zamanlarda testle saptanabildiği biliniyor. Annenin bir kız çocuğuna gebe kaldığı zaman, MSHCG hormonunun 4-5 defa daha fazla salgılandığı belirtilmektedir. Daha önce bir başka araştırmada MSHCG hormonunun gebeliğin ikinci ve üçüncü ayında, kız çocuğuna hamile kalan annelerde daha fazla salgılandığı saptanmış idi. Bilim adamları araştırma sonucunun, şimdilik bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi için kullanılmaması gerektiğini, hatalı sonuçlar olabileceğini söylemektedirler. Bilindiği gibi en iyi ultrasonlarda ve uygun pozisyonlarda bile üçüncü aydan önce cinsiyet tahmininde hata payı kabul edilebilir seviyede değildir.
 
Benzer şekilde DNA Worldwide şirketi tarafından daha önce Amerika’da piyasaya çıkartılmış olan mavi mi pembe mi testi İngiltere’de de piyasaya verilmiş, gebeliğin 6 haftasından itibaren annenin parmak ucundan alınan bir damla kan ile numune İngiltere veya Amerika’daki laboratuvara ulaştığı andan itibaren 4-6 gün içerisinde sonuç almanın mümkün olduğu bildirilmiş ise de bu yöntem de içerdiği yüksek hata oranları ya da kısıtlamalar nedeni ile uygulamadan kaldırıldığı (?) izlenmektedir.