Kemik erimesini (osteoporoz) önlemek mümkün mü ?
Osteoporoz, kemik dokusunun azalması ve yapısının değişmesi sonucu daha kolay kırılabilir hale gelmesine yol açan bir hastalıktır. Kemiğin iç yapısı daha gevşemiş ve tıpkı süngerleşmiş gibi görünümü vardır. O halde osteoporoz kemik dokunun sert karakterini yitirip süngersi bir hal almasıdır.
Geçmişte pek dikkat çekmeyen bu hastalık 2000’li yıllarda yaşlı nüfusun artışıyla bireylerin hayat kalitesini etkilemektedir ve giderek daha dikkat çeker hale gelmiştir. Osteoporoz “ Sessiz Hırsız” olarak isimlendirilir. Zira hastalığın erken bulguları yoktur!
Genellikle görünen ilk belirti kırık olabilir ve maalesef kırıklar geliştiğinde hastalık oldukça ilerlemiş durumdadır ve tedavisi güçtür.
60 yaş üzeri kadınların % 25’i, erkeklerin ise % 10’unda ortaya çıkar. Her iki cinste görülmesine karşın kadınlarda erkeklere oranla 5 kat daha fazladır. Önümüzdeki 60 yıl içinde dünyada osteoporoza bağlı kırık görülme sıklığının 3 kat artması bekleniyor.
-Uygarlığın Gelişmesinin sonucu
-Düzensiz beslenme koşulları,
-Hareketsiz ve stresli bir yaşam,
-Alkol, sigara ve kahve alımının giderek artması
-Osteoporoza yol açan bazı ilaçları almak zorunda kalmak
bu hastalığı giderek daha geniş toplumların sorunu haline getirecektir.
Osteoporoz nasıl meydana gelir?
Kemik devamlı yıkılan ve yapılan bir dokudur. Gençlerde kemik yapımı yıkıma eşittir. Geç yaşlarda yıkım yapımdan daha fazla olur ve kemik kitlesi zamanla azalır.
Kadınlarda östrojen denilen hormon kemiklerin yıkımını önlemektedir. Adet kesimiyle (menopoz) bu hormon azaldığından kemik yıkımı artar. Çocuk ve genç erişkin yeterli kalsiyum alamıyor, güneş ışınlarına yeteri kadar maruz kalmıyorsa kemik kitlesi düşük olur ve menopoz sonrası da bu kemik kolaylıkla kaybedilir. Kalsiyumun barsaktan emilmesi için D vitamini gerektirir. Güneşe yeterli derecede maruz kalmamış kişilerde D vitamini eksikliği ortaya çıkar ve kalsiyum barsaktan emilemez. Güneş ışığının az olduğu bazı ülkelerde geleneksel olarak vücudun her tarafının giysi ile kapatılması, yaşlıların evlerinde daha az çıkması nedeniyle D vitamini eksikliği o da kemikte yoğunluk kaybına yol açar. Osteoporoz riski; şişmanlara göre, ince yapılılarda daha fazladır.Ayrıca,sigara içilmesi ve fazla alkol alınması kemik yapan hücrelere zararlıdır. Sigara kemik yapan hücrelere toksik etki göstererek kemik erimesine yol açar. Sigara miktarı ve kullanım süresi ile kemik kitlesi kaybı doğru orantılıdır. Unutmayın ki sigara içen kadınlarda menopoz da daha erken olur.
Kimler Kemik Yoğunluğunu Ölçtürmeliler?
İsteyen herkes kemik yoğunluğunu ölçtürebilir. Özellikle asıl yaptırması gerekenleri sıralayalım.
Yüksek risk taşıyan menopoz öncesi kadınlar:
a) yumurtalıklarını aldıranlar(estrojen kaynağı)
b)Yoğun egzersizlerle birlikte erken adet kesilmesi
Bir aydan fazla hareketsiz kalınma, yatağa bağlı olma
Kalsiyum metabolizması bozukluğu
a)10 yıldan uzun kalsiyum alımının bozulduğu durumlar
b)İdrardan fazla kalsiyum atılımı (günde 4 mg/kg/gün)
c)Barsaklardan kalsiyum emiliminin bozulması
d)Midenin bir kısmının operasyonla alınması
5 yıldan uzun süredir iltihaplı eklem romatizması (RA, AS) olanlar ve steroid ilaç kullananlar
İki veya daha fazla risk faktörü taşıyan menopoz sonrası dönemdeki kadınlar:
a) Ailede osteoporoz mevcudiyeti,
b) 2,5 cm’nin üstünde boy kısalması,
c) Yaşam boyu düşük kalsiyum alınması
d) 65 yaşın üstünde olmak
e) Basit röntgen grafisinde osteopeni (kemik azlığı) görülmesi
f) Alkol ve sigara kullanımı
g) Erişkin yaşlarda küçük travmalarla oluşmuş kırıkların mevcudiyeti
h) 1.50 m’den kısa boy
h) 1.50 m’den kısa boy
Kemik Taraması hangi sıklıkla yapılmalı?
Kaybı yüksek olan veya yukarıda anlattığımız bu riski taşıyanlara ortalama iki yılda bir kemik yoğunluğu tayini yaptırmak gerekir. Diğer hastalarda ise genellikle başlangıç temel tetkikten sonra risk yoksa, genetik eğilim yoksa ve bulgular normal ise 5 yılda bir yeterli olur.
Osteoporoz tedavisinde amaç nedir?
Ve daha önemlisi konunun başında belirttiğimiz gibi kemik erimesini önlemek mümkün müdür? Bunun cevabı tek kelimeyle mümkün! Bu tedavide tek yöntem elbette ilaç değildir. Bunun yanı sıra bizim çok önemsediğimiz egzersizler–günlük yaşamla ilgili alınması gereken önlemler bazı durumlarda korse- destekler ve beslenmede bazı kurallara uyulmasıdır. Aslında osteoporoz tedavisinde amaç; mevcut kemik kitlesinin korunması ve / veya artırılmasıdır. Osteoporotik kemikler mevcut tedavilerle tam normale dönemeyebilir. Fakat kaçınılmaz olan kemik kaybı tedavi ile durdurulabilir ve bazı durumlarda kırılma direnci artırılabilir.
Ve daha önemlisi konunun başında belirttiğimiz gibi kemik erimesini önlemek mümkün müdür? Bunun cevabı tek kelimeyle mümkün! Bu tedavide tek yöntem elbette ilaç değildir. Bunun yanı sıra bizim çok önemsediğimiz egzersizler–günlük yaşamla ilgili alınması gereken önlemler bazı durumlarda korse- destekler ve beslenmede bazı kurallara uyulmasıdır. Aslında osteoporoz tedavisinde amaç; mevcut kemik kitlesinin korunması ve / veya artırılmasıdır. Osteoporotik kemikler mevcut tedavilerle tam normale dönemeyebilir. Fakat kaçınılmaz olan kemik kaybı tedavi ile durdurulabilir ve bazı durumlarda kırılma direnci artırılabilir.